15 Nisan 2016 Cuma

SERVIS

O kadar çok şey biriktirmişim ki içimde, dolup taşması gerekiyormuş bu gece. Yarınlara akıtıp giderken, her sabah yutkunurken, daha fazla kalamamış içimde biriktirdiklerim.. Biraz gözyaşı biraz çığlık birazda iç çekiş servis edildi masaya. Hepsinin tatları da mercim meyveleri gibiydi, acısıyla tatlısıyla. Üzerine demlenmiş bir dumanı eksik kaldı. Derken, çıka geldi silüetin. Gerçi artık kapattım kilitledim seni lambanın içine. Ve sadece hissettiğim yalnızlıkla seviştim. Ama bugün, omuz omuza verdik, biraz içtik, biraz sohbet ettik. Ve farkettim ki, her geçen gün, birer birer eksildik. Çok değil, az da değil, tam kıvamında, acıta acıta kaybettik ruhumuzdan birer yapboz parçalarını ve her yudumla doldurmak çalıştık içimizdeki boşlukları. Gelip geçerlerle süsledik, birazda üzerine şeker tadında gülücükler ekledik. Eksile eksile, içimizi kemirip, afiyetle şükrettik. Ne yapabilirdikki... En yalnız olduğumuz Zaman'larda bile kendimizle savaşırken, Nasıl teslim olunacağını bilmeden pes ederken, en azından aldığımız nefese şükretmek dışında, var mı başka bir dünya...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder