24 Ekim 2014 Cuma

KAYIP

Yüzleşmek korkularına… 
Sayıklamak rüyalarının içerisinde bir kabus gibi… 
Uyanmak gecenin bir yarısı, kan ter içinde… 
Saklanmak karanlıklara ve dilemek güneşin doğuşunu…
Hafif bir tebessüme muhtaç kalmak… 
Gerçeklerin içinde hayalleri aramak, tükenmek… 
Onca bakış, onca düşünce altından 
Anka kuşu misali her gün yeniden doğmaya çalışmak... 
Her an verdiğin kararın ardından pişmanlık korkusuyla yüzleşmek... 

Kaybolmuş yarınların sesini duymak isterken yakaladım kendimi,
Savrulan yaprakların arasında karıştı saçlarım,
Çamura bulandı ayaklarım,
Hapsoldu rüzgara o hırçın çığlıklarım…
Yağmur yakaladı göz yaşlarımı,
Saatler aktı gitti,

Yarınlar bir türlü gelemedi…

Sorumluluğunu almalıyız içimizden geçen düşüncelerin bile. Her ne kadar gerçekliğini kazanmasa da, hesaplamalıyız sonuçlarını. Kaybediyoruz olasılıkları, içinde yarattığımız gerçekliği... Sevişmiyor fısıltılarımız çığlıklarımızla, terlemiyor gözlerimiz mutlulukla... 



22 Ekim 2014 Çarşamba

YARINLAR...

Bir kaseyi doldurmayacak kadar sacma seylerin ardindan
Dokuyoruz gozyaslarimizi...
Gereksiz masallarin hayal kirikliklariyla oynasiyoruz
Sessiz hayallerin cilesini cekip
Zahmetsiz umutlarimiza sovuyoruz...

Kucucuk yarinlarin mutluluguna, isigina bakacakken,
Gozumuzde buyuttugumuz sorunlarin icine gomuluyoruz.

Neden bu kadar karamsar,
Neden bu kadar karanligiz?
                                                     
Cevap veremeyecek kadar usengec,
Soruyu duymayacak kadar vurdumduymaziz...
      
Kirlertiyoruz yarinlarimizi 
Gercek sandigimiz acilarimizla,
Pesinden kosamadigimiz umutlarimizla...

6 Ekim 2014 Pazartesi

Mürekkep


SAKLAMBAÇ

Saklambaç oyunu bu

Bir,iki,üç...
Sakın saklama acını gülüşlerine,
Aldatma dalgınlıklarını bakışlarla..

Yirmi, yirmi bir,yirmi iki...
Acele etme, düşün...
Kolaya kaçma.
Elli beş, elli altı, ...
Daha vakit var, telaşa kapılma,
Utanma yaşadıklarından.
Akıtma yaşlarını içine,
Korkma ebelenmekten,
Cesur ol.
Yetmiş...yetmiş bir...
Dinle, koşmadan sessizce
İç sesini dinle,
Anlatmaya çalıştıkları var sana...
Seksen yedi, seksen sekiz...
Çabalama boşuna, bulur seni.
Nereye kaçarsan kaç, ne kadar saklanırsan saklan,
Hisseder, görür o kederi,
Deler geçer bakışları kalbinin orta yerinden.
Ele veriyor ayak izlerin,
Siniyor kokun geçtiğin sokaklara...
Doksan dokuz, yüz...
Gözlerinde,
Sobe!